Christine Nöstlinger’in “Alev Saçlı Çocuk” ve Zülfü Livaneli’nin “Şapka” isimli eserlerinde çocukların maruz kaldıkları akran zorbalığı ve zorbalığın boyutları


Gündoğdu B., Altun F.

RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, sa.34, ss.956-968, 2023 (Hakemli Dergi) identifier

Özet

Akran zorbalığı anaokulundan itibaren başlayarak ortaöğretim kademesine kadar devam eden, çocukların hem hemcinslerine hem de karşı cinse uyguladıkları psikolojik, fiziksel ve duygusal bir şiddettir. Zorbalığı yapan genelde erkek çocuklar olurken zorbalığa maruz kalanın cinsiyetinde belirgin bir fark olmadığı düşünülmektedir. Eğitim öğretimin çeşitli kademelerinde devam eden bu davranış, zorbalığa maruz kalanda olumsuz duygular geliştirmektedir. Akran zorbalığı çocuklarda, okuldan soğuma, devamsızlık yapma, akademik başarıda düşüklük, okul tükenmişliği, huzursuzluk gibi pek çok sorunu da beraberinde getirmektedir. Zorbalığa maruz kalma, çocuklarda sadece maruz kalan olduğu gibi hem zorbalığa maruz kalan hem de zorbalık yapan ve zorbalığa karşı tepkisiz kalan olarak sınıflandırılmaktadır. Bu konuda yapılan araştırmalar, okullarda çocukların yaklaşık %20’sinin akran zorbalığına maruz kaldığına işaret etmektedir. Zorbalığın türü bir çocuğun dinine, diline, etnik kökenine karşı yapılıyorsa bu zorbalık da grup zorbalığı olarak adlandırılmaktadır. Yine yaşa ve cinsiyete bağlı olarak zorbalık çeşitleri değişkenlik gösterirken yaşı daha büyük olanın yaşı küçük olana zorbalığı da karşılaşılan zorbalık türlerinden biri olarak yerini almaktadır. Çalışmamızın konusu olan eserlerde de akran zorbalığı konusu işlenmiş ve çocuk kitaplarının yazarları Zülfü Livaneli ve Christine Nöstlinger bu soruna eserlerinde yer vererek hayatın içinden bir sorunu edebiyatın içine taşıyarak konuya dikkat çekmeye çalışmışlardır. Christine Nöstlinger eserinde annesi ve babasıyla yaşamayan teyzesiyle birlikte oturan küçük bir kız çocuğundan bahsederken Zülfü Livaneli yabancı bir ülkeye taşınan ve grup zorbalığına maruz kalan küçük bir erkek çocuğundan bahsetmektedir. Her iki eserde de çocuklar fiziksel, sözel ve psikolojik zorbalığa maruz kalmış; bu zorbalık neticesinde çocuklarda okula gitmeye karşı isteksizlik, akademik olarak gerileme yaşanmış; yalnızlık çekme, içine kapanma gibi duygular gelişmiş aynı zamanda zorbalık yapanlarla mücadele etme isteği de uyanmıştır.