6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinde yıkılan binalar ile zemin ilişkisinin incelenmesi ve depremde yıkıma uğrama riski analizi


Eraslan S., Hatipoğlu İ. K., Ocak F., Işık F., Zeybek H. İ.

Geomatik, cilt.9, sa.2, ss.207-226, 2024 (ESCI) identifier

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 9 Sayı: 2
  • Basım Tarihi: 2024
  • Doi Numarası: 10.29128/geomatik.1422639
  • Dergi Adı: Geomatik
  • Derginin Tarandığı İndeksler: Emerging Sources Citation Index (ESCI), Central & Eastern European Academic Source (CEEAS), Directory of Open Access Journals, TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.207-226
  • Ondokuz Mayıs Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Depremler, yıkıcı etkileriyle anılan felaketlerdir. Bu özelliği nedeniyle depremler, zemini ve üzerindeki her yapıyı tehdit etmektedir. Bu araştırmada, 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinden etkilenen sahalardaki bina-zemin ilişkisi belirlenerek gelecekte oluşabilecek depremlerde binaların yıkılma riski analiz edilmiştir. Çalışma, depremin etkilediği 11 ilde gerçekleştirilmiş ve bu kapsamda, jeoloji, eğim, yükselti, en büyük yer ivmesi, zemin geçirimliliği, büyük fay hatlarına yakınlık verileri kullanılmıştır. Yıkılan bina-zemin ilişkisi Uzaktan Algılama teknikleriyle belirlenmiş ve depremde yıkılmaya karşı riski değerlendirmek için ise Coğrafi Bilgi Sistemleri tekniklerinden yararlanılarak frekans oranı yöntemi uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; yıkımların %84'ünün düz alanlarda gerçekleşmiştir. Diğer taraftan yıkımların %49,7'sinin 0-500 m yükselti aralığında, gerçekleştiği görülmüştür. Özellikle, yıkılan binaların %46'sının (110,8 km²) Kuvaterner dönemine ait alüvyal arazi üzerinde meydana geldiği tespit edilmiştir. Bu çalışmada ele alınan toplam 108.812 km2 alanda yapılan deprem frekans analizine göre de alanın %43,72'si “Riskli” düzeyde yer almaktadır ve bu durum, bölgenin büyük bir kısmının önemli oranda deprem riski altında olduğunu göstermektedir. Ayrıca, depremde binaların yıkılma riskinin yüksek olduğu illerin başında Hatay, Adana, Osmaniye, Şanlıurfa, Kahramanmaraş ve Malatya gelmektedir. Çünkü bu illerde aktif fay hatlarının uzandığı ve alüvyal arazinin yaygın olduğu belirlenmiştir. Bu sonuçlar, deprem riski taşıyan illerde yer seçimi ve yapı stoğu konularında daha fazla önlem alınması gerektiğini ortaya koymaktadır.
In this study, the building-ground relationship in the areas affected by the February 6 Kahramanmaraş earthquakes was determined, and the risk of building collapse in future earthquakes was analyzed. Remote sensing techniques determined the collapsed building-soil relationship, and the frequency ratio method was applied by utilizing Geographic Information Systems techniques to assess the risk of collapse in earthquakes. According to the research results, 84% of the collapses occurred in flat areas. On the other hand, 49.7% of the collapses occurred in the 0-500 m elevation range. In particular, it was determined that 46% (110.8 km2) of the collapsed buildings occurred on alluvial land belonging to the Quaternary period. According to the earthquake frequency analysis of the total 108,812 km2 area considered in this study, 43.72% of the area is at the "Risky" level, indicating that a large part of the region is at significant earthquake risk. Moreover, Hatay, Adana, Osmaniye, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, and Malatya are the provinces where the risk of collapse of buildings in an earthquake is high. These results reveal the necessity of analyzing by considering many criteria in determining residential areas in provinces at risk of earthquakes.