ON THE COMMAND “KNOW THYSELF”


Creative Commons License

ÇİLİNGİR L.

FLSF (Felsefe ve Sosyal Bilimler Dergisi), no.34, pp.65-86, 2022 (Peer-Reviewed Journal) identifier

Abstract

All moral/religious commands that we encounter in ancient societies, like “Know thyself”, “be prudent” or “be frugal”, can be seen as the manifestations of virtues of “temperance” or “practical wisdom”. From the ancient civilization of China to the Sumerian and Egyptian civilizations, ancient wisdom contains innumerable examples of this virtue of temperance. In the history of the concept of temperance the practice of Ionian philosophers which can be described as wisdom grounded on knowledge constitutes a significant phase. However, sages-philosophers of the first period of philosophy, more accurately, of the period of philosophy of nature, investigate human being not directly as it is in itself but through the investigation of nature and as a part of nature. While investigating the cause of change and manifoldness in nature, they tried to find an order and measure in it. This endeavor was accompanied by the secret awareness of the investigator that the measure which he was seeking after was in fact himself; given that all Ionian philosophers were committed to the command “Know thyself” inscribed at the pediment of the Temple of Apollo at Delphi. Yet, reflecting on the command merely philosophically and the turn of philosophy entirely towards human being become possible only with Protagoras and Socrates (Plato). Via questioning human being, social and cultural life are included in the field of problems as well. It can be affirmed that the relation of the command “Know thyself” to the concept of temperance becomes through Protagoras’s ideas “Human is the measure of all things” on the one hand and through Socrates’ ideas “God is the measure of the all things” on the other. Hence the main purpose of this article is to examine, through Protagoras and Socrates’ ideas, different manifestations of the command “Know thyself” and the virtue of temperance in epistemological and ethical realms.
“Kendini bil”, “aşırıya kaçma”, “kanaatkâr ol” şeklinde bütün kadim toplumlarda karşımıza çıkan ahlaki/dini buyruklar “ölçülülük” veya “aklıbaşındalık” erdeminin yansımaları olarak görülebilir. Çin medeniyetinden Sümer ve Mısır medeniyetlerine değin kadim bilgelik bu ölçülülük erdeminin zengin örnekleriyle doludur. Ölçülülük kavramının tarihinde önemli bir aşamayı, bilgiye dayalı bilgelik olarak tanımlayabileceğimiz İyonyalı düşünürlerin felsefi etkinliği oluşturur. Lakin felsefenin bu ilk dönemindeki, daha doğrusu, doğa felsefesi evresindeki bilge-filozoflar, insanı doğrudan değil de daha çok insanın da ait olduğunu varsaydıkları doğa (physis) üzerinden inceleme konusu yaptılar. Doğadaki çeşitliliğin ve değişimin sebebini rasyonel bağlamda araştırırken aslında doğada bir düzen ve ölçü bulmaya çalıştılar. Bu çabaya ölçü arayan insanın aslında ölçünün bizzat kendisi olduğu bilinci örtük de olsa eşlik etmiştir. Zira, bütün İyonyalı filozoflar Delphi tapınağının girişine kazınmış olan “Kendini bil” buyruğuna bağlı kaldılar. Lakin bu buyruğun salt felsefi boyutuyla dile getirilmesi ve felsefenin yüzünü bütünüyle insana çevirmesi ancak Protagoras ve Sokrates (Platon) ile mümkün olur. İnsan ile birlikte toplumsal ve kültürel hayat da felsefenin problem sahasına dahil olmuştur. Denilebilir ki antik dönemde “kendini bil” buyruğunun ölçülülük kavramı ile ilişkisi bir yandan Protagoras üzerinden “Her şeyin ölçüsü insandır”a, diğer yandan da Sokrates aracılığıyla “Her şeyin ölçüsü Tanrıdır”a dönüşmüştür. İşte bu çalışmanın asıl amacı, “kendini bil” buyruğunun ve ölçülülük erdeminin Protagoras ve Sokrates ile birlikte epistemolojik ve etik sahadaki yansımalarını açıklığa kavuşturmaktır.