INTERNATIONAL BLACK SEA COASTLINE COUNTRIES SCIENTIFIC RESEARCH SYMPOSIUM V, Zonguldak, Turkey, 28 - 29 November 2020, pp.252-259
Özellikle son 50 yılda, plastiklerin yaşamımızın her alanında bulunmasından dolayı son yüzyıl
neredeyse “plastik çağı” olarak adlandırılabilir. Plastik kullanımı arttıkça su kaynaklarında
rastlanan mikroplastik miktarı da giderek büyümeye başlamıştır. Mikroplastiklerin önemli bir kısmı
plastiklerin küçük parçalara ayrılması neticesinde oluşurken, bir kısmı da plastik ürünlerin
üretiminde endüstriyel ham madde olarak kullanılan küçük pelet şeklindeki reçineler (nurdles)
oluşturur. Kıyı ve deniz alanları, insanların faaliyetlerinden sürekli ve artan bir baskı
altındadır. Pestisitler, kalıcı organik kirleticiler (KOK), hidrokarbonlar, ağır metaller,
plastikler ve mikroplastikler gibi kirleticiler deniz ekosistemini etkiler. Kıyı alanlarının yüksek
dinamik doğası, bitişik denizlerin oşinografik özellikleri ile tatlı su ortamlarının,
haliçlerin ve lagünlerin fizikokimyasal özelliklerini oluşturmaktadır. Dünya çapında ekolojik bir
problem olarak kabul edilen mikroplastikler ülkemiz denizleri için de tehdit oluşturmaktadır.
Karadeniz de, ortalama derinliği 1300 m olan ve 420 bin km² alanı kaplayan yarı kapalı bir iç deniz
olması; Tuna, Dinyester ve Dinyeper gibi Avrupa ve Asya kıtalarının önemli akarsularıyla birlikte
kendi alanının yaklaşık 5 katı büyüklüğünde bir havzanın etkilerini taşıması nedeniyle bu tehditten
etkilenmektedir. Bu nedenle mikroplastiklerin miktar ve özelliklerinin belirlenmesi çevresel
etkileri dikkate alındığında büyük önem taşımaktadır. Mikroplastikler, hem suda yaşayan canlılar
için hem de insanlar için büyük risk oluştururlar. Dolayısıyla okyanus, deniz gibi ortamlara atılan
plastik atıklardan dolayı mikroplastik kaynaklı kirliliğin belirlenmesi ve etkilerinin
değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu çalışmada, Orta Karadeniz Bölgesi Samsun’da yer alan Costal,
Golf Kulübü, Atakum İskele, Atakent İskele, Kurupelit ve Çatalçam örnekleme noktalarından alınan su
ve sediman örneklerine uygulanacak fizikokimyasal analizler sonrasında Taramalı Elektron Mikroskobu
(SEM) – Fourier Dönüşümlü Kızılötesi Spektroskopisi (FTIR) analizleri ile mikroplastiklerin
sınıflandırması yapılarak bölgedeki kirlilik potansiyeli belirlenecektir. Orta Karadeniz
Bölgesi’nde ilk defa yapılan bu çalışma ile elde edilen veriler ışığında güncel sonuçlarla
mikroplastik kirleticilerinin ekosisteme etkileri belirlenecektir.
Anahtar kelimeler: Deniz Kirliliği, Mikroplastik, Orta Karadeniz, Sediman