In ancient times, when the means of communication were not as developed as they are today, it was deemed necessary to announce the conquest within and outside the country. For this purpose, especially for the announcement of new places that were annexed to Islamic lands, fetihnâme were written and sent to different places. These works were also used to meet a literary kind that mentions conquest, apart from the sultans’ edicts and letters announcing the conquered places. In our literature, artists wrote works in this genre on the occasion of conquered places. In the light of the available information, Maksadî, who seems to have lived in the Balkan geography in the 16th century, wrote a qasida in the field of fetihnâme on the occasion of the annexation of the castle of Kanije to the Ottoman State in 1600. In this article, the terms conquest, fethiyye and fetihnâme are explained, information about Kanije and its conquest is given, the poet of the qasida Maksadî, is introduced, the formal features and content of the qasida are emphasized, and the comparison of the information in the qasida with the information in historical sources is made by means of the couplets taken from the qasida. The transcribed text and original pages of the work are also included in the study. With this research, it is tried to show that the conquest of Kanije Castle by Grand Vizier Damad İbrahim Pasha (d. 1010/1601) in 1600, which is mostly known for the epic defense of Tiryâkî Hasan Pasha in 1601, is also important, that the prose work written by Hasan Beyzâde Ahmed Pasha is not the only fetihnâme written for the conquest Kanije, and that history and literature complement each other in poems about a historical event.
Haberleşme imkânlarının günümüzdeki kadar gelişmediği eski devirlerde fethin ülke içinde ve dışında duyurulması gerekli görülmüştür. Bu amaçla özellikle İslâm beldelerine katılmış yeni yerlerin ilanı için fetihnâmeler yazılmış, çeşitli yerlere gönderilmiştir. Bu eserler, padişahların fethedilen yerleri haber veren ferman ve mektupları dışında fetihten bahseden edebî bir türü karşılamak için de kullanılmıştır. Edebiyatımızda sanatçılar, fethedilen yerler münasebetiyle bu türde pek çok eser kaleme almışlardır. Eldeki bilgiler ışığında 16. yüzyılda Balkan coğrafyasında yaşadığı anlaşılan Maksadî de Kanije Kalesi’nin 1600 yılında Osmanlı Devleti topraklarına katılması vesilesiyle fetihnâme türünde bir kaside yazmıştır. Bu makalede fetih, fethiyye ve fetihnâme terimleri açıklanmış, Kanije ve Kanije Kalesi’nin fethi hakkında bilgiler verilmiş, kasidenin müellifi olan Maksadî tanıtılmış, kasidenin şekil özellikleri, muhtevası üzerinde durulmuş ve kasidedeki bilgiler ile tarihî kaynaklardaki bilgilerin mukayesesi kasideden alınan beyitlerin delaletiyle yapılmıştır. Eserin çeviri yazılı metni ve orijinal sayfaları da çalışmaya dahil edilmiştir. Bu çalışma ile daha çok Tiryâkî Hasan Paşa’nın 1601’deki destansı müdafaası ile bilinen Kanije’nin Sadrazam Damad İbrahim Paşa (ö. 1010/1601) tarafından gerçekleştirilen fethinin de önemli olduğu, Hasan Beyzâde Ahmed Paşa tarafından yazılmış mensur eserin Kanije fethi için yazılmış tek fetihnâme olmadığı, tarihî bir olayı konu alan şiirlerde tarih ile edebiyatın birbirini tamamlayıcı olduğu dikkate sunulmaya çalışılmıştır.