The Mimetic Character of Music in the Sufi Context


Creative Commons License

ARSLAN S., ÇAKIR A.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, vol.0, no.49, pp.399-417, 2020 (Peer-Reviewed Journal) identifier

Abstract

It is known that Sufism interacted with some non-religious movements in the Islamic geography at the time when its theoretical background first started to form. It is possible to find the traces of this interaction in sufism's discourse on music as well as on many issues that it examines. Gnosticism, one of the aforementioned non-religious movements, draws our attention more in this sense. Because both thoughts make use of mimetic elements in the way they treat the issues and present them in an almost theatrical stage. In this context, the first part of our study fo-cuses on the question of what kind of theoretical contribution Gnostic narratives, which contain mimetic elements, can make to interpret the theatrical depictions of Sufis in music. Afterwards, we focus on the rep-resentational character of music, which we see as a mimesis of the sa-cred in sufi thought. Is music in a religious ritual merely a decorative element that represents the meaning of the lyrics and enriches it, or is it a space of experience that can only be revealed through itself? In the context of such questions, we will discuss the mimetic character of mu-sic which is often performed as a verbal work in sufi rituals; at this point we will make a claim that the Gnostic framework cannot explain the whole aspects of sufi music.
Tasavvufun, teorik alt yapısının ilk kez oluşmaya başladığı tarihlerde İslam coğrafyasındaki bazı din dışı akımlarla da etkileşim halinde olduğu bilinmektedir. Bu etkileşimin izlerini, tasavvufun irdelediği birçok alanın yanı sıra müzik hakkındaki söylemlerinde de görmek mümkündür. Söz konusu din dışı akımlardan Gnostisizm ise bu anlamda daha fazla dikkatimizi çekmektedir. Zira her iki düşünce de meseleleri işleyiş biçimlerinde büyük oranda mimetik unsurlardan istifade etmekte, konuları adeta teatral bir sahne içinde sunmaktadırlar. Bu bağlamda çalışmamızın ilk kısmı, mimetik unsurlar barındıran Gnostik anlatıların, mutasavvıfların müziğe dair teatral tasvirlerini anlamamızda bize ne tür bir teorik katkı sağlayabileceği sorusuna odaklanmaktadır. Sonrasında ise, tasavvuf düşüncesinde kutsalın bir mimesisi şeklinde belirdiğini gördüğümüz müziğin temsiliyet karakteri üzerine yoğunlaşmaktayız. Dinî bir ritüel içerisinde müzik; yalnızca güftenin anlamını temsil eden, zenginleştiren dekoratif bir unsur mudur yoksa ancak kendisi aracılığıyla açığa çıkabilecek bir tecrübenin mekânı olarak mı yer almaktadır? Bu ve benzeri sorular bağlamında Gnostik çerçevenin açıklamakta yetersiz kaldığı tasavvufî ritüellerde çoğunlukla sözlü olarak icra edilen müziğin mimetikliği meselesini tartışacağız.