Migration is the state of moving from one's place to another. This can be caused by compelling reasons or by personal reasons. In this way, there were mass migrations from the lands left under the rule of the Ottoman Empire. Some of these have been immigrants from those who do not want to live in the new state they belong to. Some have been subjected to forced migration in accordance with an agreement with the state concerned. In both cases, it is difficult to describe the traumas experienced by people who had to leave their lands. Difficulties of migration to leave place of residence continued in the place of migration. As a matter of fact, these people who came to the lands considered as homeland for compelling reasons continued to experience difficulties. Even if they are not the same as the situations in which they are exposed, they are also "other” where they migrate. This made it difficult for them to adapt to the existing social structure. This may be one reason why they have kept their desire to return for as long as possible in their minds. In this respect, it is not always sufficient to reveal the reasons of migration. The stories of the migrants themselves and their feelings before and after need to be evaluated separately. In this study, the reasons for the realization of migration are emphasized. In addition, a general evaluation of the pre- and post-migration processes was made. It was pointed out that, apart from the difficulties experienced by the migrants in expressing themselves, some aspects of migration can only make sense to those who are exposed to it.
Göç, kişinin bulunduğu yerden bir başka yere gitme halidir. Bu durum zorlayıcı sebeplerle ortayaçıkabileceği gibi kişisel tercihlerle de olabilmektedir. Osmanlı Devleti’nin hâkimiyetindeykenbırakılan topraklardan bu şekilde kitlesel göçler yaşanmıştır. Bunların bazıları artık mensububulundukları yeni devlet dâhilinde yaşamak istemeyenlerin gerçekleştirdikleri göçler olmuştur.Bazıları ise ilgili devlet ile yapılan antlaşma gereğince zorunlu göçe tabi tutulmuşlardır. Her ikidurumda da yaşadığı toprakları terk etmek zorunda kalan insanların yaşadıkları travmaları kelimelerleanlatmak güçtür. Göçün yaşanılan yeri terk etmek hususundaki zorlukları, göç edilen yerde de devametmiştir. Nitekim zorlayıcı nedenlerle anavatan olarak telakki edilen topraklara gelen bu insanlarzorluklar yaşamaya devam etmişlerdir. Terk ettikleri topraklarda maruz kaldıkları durumlarınbenzerleri olmasa bile göç ettikleri yerde de öteki konumundadırlar. Bu ise onların mevcut toplumyapısına uyumlarını zorlaştırmıştır. Kafalarında mümkün olduğunda geri dönmek arzusunu uzun birsüre muhafaza etmelerinin bir nedeni de bu olabilir. Bu açıdan göçün nedenlerinin ortaya konması herzaman bütünü görmek açısından yeterli olmamaktadır. Bizzat göçenlerin hikayeleri, öncesi ve sonrasıile hissettikleri ayrıca değerlendirilmeye muhtaçtır. Bu çalışmada göçün gerçekleşme nedenleriüzerinde durulmuştur. Ayrıca göç öncesi ve sonrası süreçlerin genel bir değerlendirilmesi yapılmıştır.Göç edenlerin kendilerini ifadede yaşadıkları sıkıntıların dışında göçü bazı yönleri ile sadece bunamaruz kalanların anlamlandırabileceğine işaret edilmiştir.