"Weak hadith" is among the concepts that have been emphasized the most since the beginning of the history of hadith. When we look at the works of Hadith Methodology, it is seen that the weakness of the narration is mostly dealt with in relation to the narrators. It is obvious that the evaluations to be made will be superficial when the approaches of the authors towards weak hadith and what the concept of weak hadith means in the Islamic tradition. Although he is not one of the sources of hadith, whether el-Khatîb al-Baghdâdî, who is considered one of the prominent scholar in the systematization of the hadith method, used weak hadiths in his work named Takyîd al-‘ilm, and if he used it, according to what criteria the authors included these hadiths. It is extremely important for the identification of methods. In this context, our study is based on the basic assumption that the authors knowingly used the narrations that were seen as weak in terms of hadith methodology in the classical period. The main thesis of this study is that el-Khatîb al-Baghdâdî used many weak hadiths within the framework of the principles of hadith methodology in the mentioned work, but there are various reasons behind this. As a result of this examination, it has been seen that el-Khatîb al-Baghdâdî's approach to the narrations is not much different from the authors of other hadith collections. The author, as most hadith scholars do, handled the narrations within the frame-work of their own special conditions and took into account the various versions of the same narration while using weak narrations. In addition, it can be added to these justifications that the authors are more comfortable with the authenticity of the narrations about the works written specifically for a certain subject of the science of hadith.
Hadis tarihinin başlangıcından günümüze kadar üzerinde en fazla durulan kavramlar arasında “zayıf hadis” bulunmaktadır. Hadis usûlü eserlerine bakıldığında rivâyetin zayıflığının büyük ölçüde râvilerle ilişkili olarak ele alındığı görülür. Müelliflerin zayıf hadise yönelik yaklaşımları ve zayıf hadis kavramının İslami gelenekte ne anlam ifade ettiği hususu dikkate alınmadığında yapılacak değerlendirmelerin yüzeysel olacağı aşikardır. Her ne kadar rivâyetü’l-hadîs kaynaklarından biri olmasa da hadis usulünün sistematize edilmesinde öncü isimlerden biri olarak kabul edilen Hatîb el-Bağdâdî’nin, Takyîdü’l-‘ilm adlı eserinde zayıf hadisleri kullanıp kullanmadığı, kullandıysa hangi ölçütlere binaen bu hadisleri eserine aldığı müelliflerin yöntemlerinin tespiti açısından son derece önemlidir. Bu bağlamda çalışmamız, klasik dönemde müelliflerin hadis usûlü açısından zayıf görülen rivâyetleri bilerek kullandıkları temel varsayımından hareket etmektedir. Bu çalışmanın temel tezi, Hatîb el-Bağdâdî’nin zikredilen eserinde hadis usulü prensipleri çerçevesinde birçok zayıf hadisi kullandığı ancak bunun arkasında muhtelif gerekçelerin bulunduğudur. Bu incelemenin sonucunda Hatîb el-Bağdâdî’nin rivâyetlere yönelik yaklaşımının gerçekte diğer hadis koleksiyonlarının müelliflerinden çok farklı olmadığı görülmüştür. Müellif, çoğu hadis aliminin yaptığı gibi rivâyetleri kendi özel şartları çerçevesinde ele almış ve aynı rivâyetin muhtelif tarîklerini zayıf rivâyetleri kullanırken göz önünde bulundurmuştur. Ayrıca hadis ilminin belli bir konusuna özel olarak yazılan eserlerde müelliflerin rivâyetlerin sıhhatine ilişkin daha rahat davrandıkları da bu gerekçelere ilave edilebilir.