Objectives: Complications associated with the patellar component have an important place for revision procedures following total knee arthroplasty (TKA). We evaluated the patello- femoral congruity both clinically and radiologically after TKAs performed with polyethylene patellar components. Methods : The study included 60 knees of 55 patients (45 females, 10 males; mean age 66 years; range 33-82 years). Clinically, all patients were evaluated with respect to pain, knee functions, and range of motion of the knee joint. Anteroposterior, lateral, and patellar tangential radiographs were obtained. According to the tangential radiographs, the patients were divided into three groups; normal (group A), abnormal angular values without subluxation (group B), and the existence of subluxation, dislocation, or a fracture (group C). Patellar height, variations in the joint line, and patellar coverage by the component were measured on lateral radiographs. Patients with normal patellar congruity and patellar subluxation were compared. The mean follow-up period was 40 months (range 12 to 88 months). Results: No significant differences were found between the three groups with respect to pain and range of motion of the knee joint; however, functional scores differed significantly (p=0.019). Radiologically, the mean valgus angles were not significantly different. According to the location of the patellar component on tangential radiographs, group A, group B, and group C included 39 knees (65.0%), 11 knees (18.3%), and 10 knees (16.7%), respectively. Measurements on lateral radiographs did not yield significant differences between patients with normal patellar congruity and patellar subluxation. Conclusion: Patellar subluxation should be investigated on tangential radiographs following TKA because lateral radiographs of the knee fail to show patello-femoral problems.
Amaç: Total diz artroplastisi (TDA) revizyon nedenleri içinde patellaya ait komplikasyonlar önemli yer tutar. Bu çalışmada, polietilen patellar komponent kullanılarak yapılan TDA uygulamalarında patello-femoral eklem uyumu klinik ve radyolojik olarak incelendi. Çalışma planı: Çalışmaya TDA uygulanan 55 hastanın (45 kadın, 10 erkek; ort. yaş 66; dağılım 33-82) 60 dizi alındı. Tüm hastaların ağrı, diz fonksiyonları ve hareket açıklığı yönünden klinik muayeneleri yapıldı. Diz ekleminin ön-arka, yan ve tanjansiyel patella grafileri değerlendirildi. Tanjansiyel grafilerde patellar komponente ait bulgular üç grupta değerlendirildi: Radyolojik olarak normal (grup A); açısal değerleri bozuk fakat subluksasyon yok (grup B); patellada subluksasyon, dislokasyon veya kırık (grup C). Yan grafilerde patellar yükseklik, eklem çizgisi değişiklikleri ve patellar protezin patellayı örtme oranları ölçüldü ve sonuçlar patellar uyumu normal bulunan ve patellar subluksasyon kabul edilen iki grup arasında karşılaştırıldı. Hastaların ortalama izlem süresi 40 ay (dağılım 12-88 ay) idi. Sonuçlar: Klinik değerlendirmede ağrı ve hareket puanları açısından gruplar arasında anlamlı farklılık bulunmadı. Fonksiyon puanları arasındaki fark anlamlı bulundu (p=0.019). Radyolojik olarak komponent valgus açılarının ortalama değerleri arasında anlamlı bir fark bulunmadı. Tanjansiyel patella grafilerine göre 39 diz (%65.0) grup A, 11 diz (%18.3) grup B, 10 diz (%16.7) grup C olarak değerlendirildi. Patella normal ve patella subluksasyonu kabul edilen gruplar arasında yan grafilerdeki ölçümler açısından anlamlı fark yoktu. Çıkarımlar: Patella subluksasyonunun tanısı için patella tanjansiyel grafilerle mutlaka değerlendirilmelidir. Yan grafiler patello-femoral uyumu göstermekte yetersizdir.