Investigation of Relationship between University Students' Perceptions of The Separation, Individuation and Identity


DOĞRU ÇABUKER N., BALCI ÇELİK S.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, vol.38, no.1, pp.53-72, 2019 (Peer-Reviewed Journal) identifier

Abstract

A The rapid evolution of today's society and the collateral changes revised the expectations of individual from themselves and from their environment. Trying to keep pace with the fast-evolving community while creating a healthy identity causes individual to experience problems in many areas. (Aslan & Güven, 2015). Any kid's first social circle consists of mother, father, and sometimes a babysitter (Aslan & Güven, 2010). Trying to identify the mother via touching in early times is baby’s first disintegration attempt. The baby turns her attention to the outside world and to foreigners after recognizing the mother's face. With the start of the toddlerhood, exploration of outside world starts. At the end of age of two, with the acquisition of object permanence and solidifying the gender identity, focus of the child changes from mother to the environment (Mahler, Pine, & Bergman, 2012). Infancy pleasures and traumas are tried to be solved by re-confrontation. This resolution may sometimes unhealthy manifests itself as evading individualization. Sometimes fear of re-connection may turn into individualization crisis. In these cases, adolescent individuals may act like a child or can declare full independence. Especially the individuals who left the house to go to university, must face the problems caused by the separation from mother and father while trying to survive in the new environment. Individuals whole left the house are not only separated from their families physically but also, they had to put a psychological distance to the rest. (Blos, 1989; Mahler, Pine, & Bergman, 2012) Anxiety due to separation from family may create rejection expectation or restriction anxiety in the new environment. Anxiety control and self-respect management are important for adolescents during the process of pulling away from infancy and childhood bonds and during the separation individualization period. Also, transactional attempts are made to pull away from childhood bonds and to start new and longterm approaches. Besides, sharing the childhood bonds, restrictions and guilt feelings in the group relaxes the adolescent individual. In brief, peer groups make the formation of social, personal and sexual identity easier. In a sense peer relation take the place of childhood bonds and destroy them (Blos, 1989, p.160). Adolescence is the phase in which rapid physical, cognitive and social changes occur with the individual and teenager enters an exploratory phase that questions regarding self and environment are deepened with increased cognitive competence. A regression is observed during adolescence period where the second separation-individuation begins. Teenage individual is separated from the internalized design of parents and begins to develop an identity. Identity conflict, self-diversity and parental attachment styles be the reasons of behaviours of teenagers during individualization phase.
Çocuğun ilk sosyal çevresi anne, baba ya da bakım veren kişiden oluşur. Çocuk, ikinci yaşınıtamamlamasıyla anneden dış dünyaya yönelerek ilk ayrışma bireyleşme denemelerinde bulunur.İkinci ayrışma bireyleşme döneminin başladığı ergenlik döneminde ise ergen birey, ebeveynlerininiçselleştirilmiş bağlarından ayrışarak, kimlik geliştirmeye çalışır. Üniversiteye gitmek için evden veaileden ayrılan, son ergenlik döneminde bulunan, geç ergenin ebeveynlerinden ayrışarak sağlıklı birkimlik kazanması, hâlihazırda ve gelecekteki hayatı için önem kazanmaktadır. Yapılan çalışmalar,ikinci ayrışma bireyleşme döneminde olan ergenlerin evden ayrılma süreçlerinde çeşitli uyum vekimlik problemleri yaşadıklarını göstermektedir. Bu nedenle, bu çalışmada üniversite öğrencilerininayrışma bireyleşme düzeyleri ile kimlik algıları arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığı ve çeşitlibağımsız değişkenlere göre ayrışma bireyleşme düzeyleri ile kimlik algıları arasında anlamlı birfarklılık olup olmadığının araştırılması amaçlanmıştır. Araştırma 2016-2017 eğitim öğretim yılındaOndokuz Mayıs Üniversitesinin çeşitli fakültelerinde öğrenim gören toplam 763 üniversiteöğrencisi üzerinde gerçekleştirilmiştir. Öğrencilerin 533’ü kız, 230’u erkektir. Ergenlerin ayrışmabireyleşme ve kimlik algılarını ölçmek amacıyla “Ergenlerde Ayrışma Bireyleşme Ölçeği” ve“Kimlik Algısı Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, kısıtlanma kaygısı ve olumsuz kimlikalgısı arasında düşük düzeyde pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu, ayrılık kaygısı ve olumsuzkimlik algısı arasında orta düzeyde pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur. Reddedilmebeklentisi ve olumsuz kimlik algısı arasında ise, yüksek düzeyde pozitif yönde anlamlı bir ilişkiolduğu bulunmuştur. Bağımsız değişkenler açısından, cinsiyet, fakülte ve aile tutumuna göre,ayrışma bireyleşme ve kimlik algısı puanları farklılık göstermiştir.