ULUSLARARASI KADIN VE AİLE SEMPOZYUMU, Samsun, Türkiye, 4 - 05 Kasım 2021, ss.94-115
2020 yılının mart ayından itibaren tüm dünyayı etkisi altına almaya başlayan COVİD-19 pandemisi neredeyse hayatın toplumsal bir gerçeği haline gelmiştir. Salgınla birlikte uygulanan tedbirler, toplumsal gruplar için farklı düzeylerde sorunları ve olumsuzlukları da beraberinde getirmiştir. Bu olumsuzluklardan en fazla etkilenen gruplar arasında kadınlar da bulunmaktadır. Çalışan kadınlar pandemiden önce ev işlerinden görece uzaklaşarak kendi iş yaşantılarına ve alanlarına yoğunlaşabilmekteydi. Ancak bu yeni düzende, kadının ev ve iş yaşamı arasındaki ayrım da belirsizleşmiştir. Bu belirsizlik kadının; iş kadını, ev kadını ve anne rollerinin hem zaman hem de mekân bağlamında birleşmesine neden olmuştur. Bu araştırmanın temel problemi, çalışan kadınların Covid-19 salgını sürecinde kamusal alan-özel alan ayrımlarının belirsizleşmesi ve bunun sonucunda yaşadıkları emek sömürüsünün incelenmesidir. Araştırmanın amacı, iş ve aile yaşantısını birlikte devam ettirmek zorunda kalan kadınların yaşadıkları zorlukları çalışan kadınların gözünden ortaya koymaktır. Araştırma olgubilim deseni kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın verileri amaçlı örneklem yöntemiyle belirlenen ve Giresun ilinde yaşayan 13 çalışan kadından yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılarak elde edilmiştir. Araştırma verileri, tematik analiz yöntemiyle çözümlenmiştir. Araştırmanın bulgularına göre salgın sürecinde çalışan kadınların sorumlulukların artması ve emeklerinin görülmemesi nedeniyle emek sömürüsüne maruz kaldıkları söylenebilir.
The COVID-19 pandemic, which began to affect the whole world from March 2020, has become almost a social reality of life. The measures implemented with the outbreak have brought with it problems and negativities at different levels for social groups. Women are among the groups most affected by these negativities. Before the pandemic, working women could concentrate on their own work lives and fields by moving away from housework. However, the distinction between the woman's home and work life has also become uncertain in this new order. This uncertainty is the woman's; it has led to the merger of businesswoman, housewife, and mother roles in both the context of time and space. The main problem of this research is the uncertainty of the public-private space distinctions of working women during the Covid-19 pandemic, and the is to examine the resulting exploitation of labor. The study aims to reveal the difficulties experienced by women who have to continue their work and family life together through the eyes of working women. The research was carried out using the phenomenological design in the study. The research data were obtained from 13 working women living in Giresun, determined by the purposeful sampling method, by using semi-structured interview technique. Research data are analyzed by the thematic analysis method. According to the study's findings, it can be said that women working during the epidemic process are subjected to labor exploitation due to increased responsibilities and not being seen of labors.