The Human as a Believing Being and the Stages of Existence in the Philosophy of Kierkegaard


AKDEMİR F.

Felsefe Dünyası, vol.2, no.70, pp.127-150, 2019 (Peer-Reviewed Journal) identifier

  • Publication Type: Article / Article
  • Volume: 2 Issue: 70
  • Publication Date: 2019
  • Journal Name: Felsefe Dünyası
  • Journal Indexes: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Page Numbers: pp.127-150
  • Ondokuz Mayıs University Affiliated: Yes

Abstract

This article examines Kierkegaard’s human understanding. His philosophy is a critique of the philosophy of enlightenment and its rationality, which is generally regarded as the peak of modern philosophy. The starting point of Kierkegaard’s critique is the idea ofthe existence of the individual and the subjectivity of existence. What is important to him is to understand and giving meaning of existence. However, this comprehension and interpretation activity is not something that can be realized through the Enlightenment mind. In this context, he speaks of three different stages/scopes of existence, which criticizes the first two by various respects and on different grounds, and speaks of the religious existence as the highest existential stage/scope. The central notion of religious existence is faith. The concepts that characterize his notion of faith are irrational, absurd, risk and submission. In this article, Kierkegaard’s human understanding is examined in the context of the concept of faith that he placed in the center and other concepts accompanying it.
Bu makalede Kierkegaard’ın insan anlayışı incelenmektedir. Onun felsefesi, genel itibariyle modern felsefenin zirve noktası kabul edilen aydınlanma felsefesinin ve onun akılcılığının bir eleştirisi niteliğindedir. Kierkegaard’ın eleştirisinin hareket noktasını bireyin varoluşu ve varoluşun öznelliği fikri oluşturmaktadır. Onun için önemli olan varoluşu anlamak ve anlamlandırmaktadır. Ne var ki bu anlama ve anlamlandırma faaliyeti Aydınlanmacı akıl tasavvuru ile gerçekleştirilebilecek bir şey değildir. Bu bağlamda o, üç farklı varoluş aşamasından/alanından söz ederek ilk ikisini çeşitli açılardan ve farklı gerekçelerle kritize eder ve en üst varoluş alanı/aşaması olarak dinsel varoluştan söz eder. Dinsel varoluşun merkezî kavramı ise imandır. Onun iman anlayışını karakterize eden kavramlar ise akıl-dışı, saçma, risk ve teslimiyettir. İşte bu makalede Kierkegaard’ın insan anlayışı, merkeze yerleştirdiği iman kavramı ve ona eşlik eden diğer kavramlar bağlamında irdelenmektedir.