KAVRAM ANALİZİ YOLUYLA ÖĞRETİM PROGRAMLARINDA İDEOLOJİK YÖNELİMLERİN İNCELENMESİ


Özer B.

VIII. ULUSLARARASI BİLİMLER IŞIĞINDA YARATILIŞ KONGRESİ , İstanbul, Türkiye, 24 - 26 Ekim 2024, cilt.1, ss.69-70, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Cilt numarası: 1
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.69-70
  • Ondokuz Mayıs Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, 2024 yılında okulöncesi, temel eğitim ve ortaöğretim kademelerinde aşamalı olarak uygulanmaya başlayacak. Plana göre 2024/2025 eğitim öğretim yılında okulöncesi, 1. Sınıf, 5. Sınıf ve 9. Sınıfta uygulamaya başlayacak program kademeli olarak dört öğretim yılı sonunda bütün örgün öğretim kademelerinde kullanılmaya başlanacak. Bu model, sonuncusu 2005 yılında yapılan ve Yapılandırmacı Eğitim Felsefesine dayanan ve zamanında hem ideolojik olarak hem de eğik el yazsı ve öğrenciler için proje çalışmaları gibi önemli bazı yenilikler üzerinden oldukça fazla tartışılmıştı. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ise 2005 yılında uygulanan köklü değişiklikten sonra, Türkiye eğitim sisteminde gerçekleştirilen ikinci büyük reform olma özelliği taşımaktadır. Ayrıca öğretim programı üzerinden yapılan tartışma ve eleştiriler yönünden bakılırsa, 2005 öğretim programını geride bıraktığı söylenebilir. Bu çalışma, 2024 öğretim programı değişikliklerini, kavramların oluşturduğu felsefi ve ideolojik bakış açıları yönünden değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Araştırmada, öğretim programının isminde kullanılan “Maarif” kavramı başta olmak üzere, programın ortak metninde yer alan kavramlar önce nicel olarak analiz edilmiştir. Bu aşamada, kullanılan kavramların sayısal dağılımları belirlenmiştir. Sonrasında ise, bu kavramların temsil ettikleri ideolojiler bakımından öne çıkan ve kamuoyunda farklı şekillerde değerlendirilen kavramlar üzerinden nitel bir inceleme yapılmıştır. Çalışmanın bulgularına göre, öğretim programında kullanılan kavramlar ağırlıklı olarak seküler dünya görüşünü ve ideolojisini temsil etmektedir. Yapılan eleştirilerin aksine, dini terminoloji ve kavramların oldukça az sayıda kullanıldığı gözlemlenmiştir. Bu durum, yeni öğretim programının seküler temeller üzerine inşa edildiği ve ideolojik olarak laik bir yönelime sahip olduğu şeklinde yorumlanabilir. Sonuç olarak, bu inceleme, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin ideolojik yönelimlerini anlamak ve eğitim politikalarının felsefi temellerini ortaya koymak adına önemli bir katkı sağlamaktadır. Öğretim programlarının kavramsal analizine dayalı bu yaklaşım, eğitimde ideolojik dengeyi ve tarafsızlığı sağlama çabalarına yönelik derinlemesine bir bakış sunmaktadır. Bu bulgular, eğitimdeki ideolojik yönelimlerin ve kavramsal temellerin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacak ve gelecekteki eğitim reformları için önemli bir referans noktası oluşturacaktır.