Türkiye Klinikleri Yayınevi, Samsun, 2018
Türkiye son dönemde göç olgusundan en fazla etkilenen ülkeler arasındadır. Göç edenler
arasında kadın sayısı giderek artmakta, bu da kadın üreme sağlığı ve göç arasındaki ilişkiden etkilenen
durumların incelenmesi ve özel dikkat verilmesi gereksinimini doğurmaktadır. Doğumdan
sonra dört hafta içerisinde başlayan ancak bir yıl içerisinde herhangi bir zamanda görülebilen ve küresel
bir halk sağlığı sorunu olan postpartum depresyon (PPD) bu sorunlardan bir tanesidir. Çalışmalar,
dünyada PPD prevalansının %10-15 arasında olduğunu göstermektedir. Uluslararası literatür,
yaşamsal stresler ve sosyal destek eksikliği ile karakterize olan göçte PPD riskinin iki kat veya daha
fazla arttığına işaret etmektedir. PPD önlenebilir bir durumdur ve göçmen kadınlara bakım hizmeti
sunan hemşirelere önemli görevler düşmektedir. Bu derlemede, göç eden kadınlar ve PPD
arasındaki ilişki ve hemşirenin rollerine dikkat çekilmesi amaçlanmıştır.