Address forms that are distinguished by addresser through intonations or various grammatical markers are parts of speech which are usually stressed sentence-headed are used to attract attention, to maintain his interest in conversation are involved prejudice of addressee. It is felt as if there is a deficiency in speeches that do not start with addresses. People sometimes need to have fun with each other, thus having a more pleasant time. For this purpose, they ridicule and ironize people who are seen as sincere, over the things that are thought to be missing or extra in them. They also use a ridiculous and ironical language and they emphasize these discourses with addresses. In this study, the forms of addressing, which do not contain insults and swearing, which language users choose in order to ridicule to their addressees or to ironize them, and which are subject to general use in every environment, are discussed. These addresses were compiled from some novels, stories and theatre plays that are thought to reflect the traces of the social and cultural life of the Turks and their spoken language. The collected addresses were classified according to their positive and negative connotations in the "Findings" section of the study, while other addresses were evaluated under a separate heading. Accordingly, it is understood that addresses that are expected to be addressed to people who are especially respected in the society, such as agha, lady, miss, gentleman, mister are actually preferred by the speakers even though they are not deemed worthy of their addressees, thus it is understood that the act of ridicule and irony is wanted to be emphasized more by making the opposite corner. In addition, it is seen that references such as pig and dog, which are considered as gloating discourses in Turkish culture, are not used with the intention of insulting from the context of the examples included in the study. Considering the ages and positions of the addressees, it can be said that the addresses such as child, baby and suckling are quite common references, especially with the intention of ridicule and irony, although they are not used in the society. In this study, addresses compiled in order to understand the intention of addressing from the context were handled together with the sentence in which it was used, and it was stated among whom the addresses were used. Uncovering such uses, which many possibilities of the language came into play during their creation, have an important place in linguistics, sociolinguistics and cultural history, is of great value in terms of ensuring the continuity of the culture and reflecting the expressive capacity of the language.
Hitaplar; konuşan tarafından söze başlamak, muhatabın dikkatini çekmek, konuşmaya ilgisini sürdürmek gibi gayelerle sözlü iletişimde tonlamalarla, yazıda dilbilgisel işaretleyicilerle ayırt edilebilen genellikle cümle başı vurgulu sözlerdir. Hitaplarla başlamayan konuşmalarda bir eksiklik varmış gibi hissedilir. Bireyler kimi zaman birbirleriyle eğlenmek, böylece daha hoş vakit geçirmek isterler. Bu amaçla özellikle samimi görülen kişilerle onlarda eksik ya da fazla olduğu düşünülen hususlar üzerinden alay edip onları iğnelerler. İlgili edimleri gerçekleştirmek için de söz boyutunda alaylı ve iğneleyici dil kullanır, bu kullanımları hitaplarla vurgulu kılarlar. Bu çalışmada, dil kullanıcılarının muhataplarıyla alay etmek veya onları iğnelemek maksadıyla seçtikleri hakaret ve küfür içeriği taşımayan ve her ortamda genel bir kullanıma tabi olan hitap biçimleri ele alınmıştır. İlgili hitaplar, Türklerin toplumsal ve kültürel yaşamının izlerini ve konuşma dilini ağırlıklı olarak yansıttığı düşünülen bazı romanlardan, öykülerden ve tiyatro oyunlarından derlenmiştir. Derlenen hitaplar, çalışmanın “Bulgular” bölümünde olumlu ve olumsuz çağrışım uyandırmalarına göre sınıflandırmaya tabi tutulmuş, diğer hitaplar ise ayrı bir başlık altında değerlendirilmiştir. Buna göre ağa, bayan, bey, beyefendi, hanım gibi özellikle toplumda saygı duyulan kişilere yönelik sarf edilmesi beklenen hitapların aslında konuşanlarca muhataplarına layık görülmediği hâlde tercih edildiği, böylece ters köşe yapılarak alay ve iğneleme ediminin daha vurgulu kılınmak istendiği anlaşılmaktadır. Ayrıca Türk kültüründe kötü niyetli söylemler olarak düşünülen domuz ve köpek gibi gönderimlerin çalışmaya dâhil edilen örneklerin bağlamından hakaret niyetiyle kullanılmadığı görülmektedir. Çocuk, bebecik, süt kuzusu gibi hitapların ise muhatapların yaşları ve konumları dikkate alındığında toplumda alışık olunmasa da özellikle alay etme ve iğneleme niyetiyle oldukça fazla rastlanan gönderimler olduğu söylenebilir. Çalışmada seslenme niyetinin bağlamdan anlaşılması amacıyla derlenen hitaplar, içinde geçtiği cümleyle birlikte ele alınmış ve hitapların kimler arasında kullanıldığı belirtilmiştir. Oluşturulması esnasında dilin birçok imkânının devreye girdiği; dilbilim, toplumdilbilim ve kültür tarihi açısından önemli bir yere sahip olan bu tür kullanımların gün yüzüne çıkarılması, kültürün devamlılığını sağlamak ve dilin ifade gücünü yansıtmak bakımından büyük değer taşımaktadır.