Asurlularda yemin, dua ve lanet


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2024

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: SERCAN COŞGUN

Danışman: Okay Pekşen

Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu

Özet:

Mezopotamya ve Anadolu‘nun eskiçağ tarihinde büyük bir öneme sahip olan Asurlular, ard arda üç farklı devlet kurarak Ön Asya‘nın eskiçağ tarihinin şekillenmesinde önde gelen uygarlıklardan biri olmuşlardır. Uzun yıllar varlık gösteren Asurlular, zaman içerisinde kendilerine köklü bir inanç sistemi ve pek çok farklı dini ritüel edinmişlerdir. Kültürel ve dini anlamda Mezopotamya medeniyetleri ile aynı temelleri paylaştığı görülen Asurlular, kendi inanç dünyaları içerisinde pek çok yerde yemin, dua ve lanet söylemlerini de kullanmışlardır. Bu anlamda Eski Asur Devleti, Orta Asur Devleti ve Yeni Asur Devleti olarak üç bölüme ayrılan Asurluların, Eski Asur Devleti‘nden başlayarak Yeni Asur Devleti‘nin sonuna dek yemin, dua ve lanet söylemlerini geliştirdikleri ve bunları kendi inançları çerçevesinde şekillendirdikleri görülmektedir. Asurluların tarihleri boyunca yemin, dua ve lanet söylemlerini kullanmalarındaki ana amacın ne olduğu incelendiğinde ise bunları siyasi, iktisadi, hukuki konuları ve günlük hayatlarındaki bir takım durumları düzenlemek ya da iyileştirmek için kullandıkları görülmektedir. Bu anlamda yeminin bağlayıcı gücünü kullanmak için Asurluların kendilerine boyun eğen toplumlara sadakat yeminleri ettirdikleri ve onlarla yeminli anlaşmalar yaptıkları dönemin belgelerinde karşımıza çıkmaktadır. Buna ek olarak Asur Ticaret Kolonileri Çağı‘nda ticari hayatlarının içerisinde ve Orta Asur Devleti zamanında hukuki metinlerde yine yemin ifadelerini kullandıkları görülmektedir. Asurluların dua etmedeki amaçlarına bakıldığında ise bu durumun onların gerek siyasi hayatlarında ve gerekse günlük hayatlarındaki istek ve arzularını tanrısal güçler vasıtasıyla gerçekleştirme arzusundan ileri geldiği anlaşılmaktadır. Asurluların lanet söylemlerinin ise kralların siyasi ve kişisel amaçlarını garantiye almak için yapıldığı görülmektedir. Bu anlamda bakıldığında Asurluların kendi inançlarını yine kendi amaçlarına hizmet için kullandıkları anlaşılmaktadır. Bu çalışmada içeriği belirtilen bu konular çivi yazılı belgeler ve güncel kaynaklar ışığında detaylı bir şekilde incelenerek kronolojik bir sırayla yazıya dökülmüştür. Ortaya konulan bu bilgiler sayesinde ise Asurluların bu başlıklar altında yer alan tarihi geçmişleri aydınlatılmaya çalışılmıştır.